Mustafa Bozbey
Mustafa Dündar
Şule Vural Alkan
Köşe Yazarı
Şule Vural Alkan
 

Tarımda belediyelerin gücü kullanılmalı

Türkiye’de tarım politikalarına el atılması, bu alanda yeni ve doğru atılımların yapılması gerektiği yıllardır söyleniyor. Tarım sektörü, Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde oldukça önemli bir yer edinmiştir. Tarımın beslenmeyi sağlaması, milli gelire ve istihdama katkısı, ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunması gibi oldukça önemli işlevleri vardır. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyetimizin temellerini atarken tarıma dikkat çekmiş, çok büyük tarımsal reformlar yapmış ve ‘Köylü milletin efendisidir’ diyerek üreticilere, tarıma ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Çin’de başlayan ve tüm dünyayı kısa bir sürede etkisi altına alan korona virüs salgını tarımın stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Dünya ekonomisi, korona virüs pandemisi ile benzeri görülmemiş bir kriz yaşarken, süreç tarımın ekonomiler için ne derece kritik olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Ancak ülkemizde tarım maalesef senelerdir kanayan yara durumunda. Özellikle son yıllarda tarım sektöründeki sorunlar daha da arttı. Uzun yıllardır tarımsal politikalardaki yanlış uygulamalar, yanlış kararlar ne yazık ki bugün telafisi çok daha zor sorunlarla bizi karşı karşıya bıraktı. **** Anayasamızın 45. Maddesi ‘Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması için devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır. Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır’ diyor. Bununla beraber 548 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi tarıma gayri safi milli hasılanın en az %1’ i kadar destek verilmesini öngörüyor. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde tarımın durumu gösteriyor ki, bu bile yeterli değil. Daha fazla desteğe ihtiyaç var. Peki tarımın hak ettiği destek yeteri kadar veriliyor mu? Verilen destek zamanında çiftçinin hesabına yatıyor mu? Tarımla uğraşan çiftçiye sulamada, elektrik, mazot giderlerinde yeterince destek olunuyor mu? Gübre maliyetinin her geçen gün artması, yem maliyetlerinin yüksekliği, ürünü pazara ulaştırmada yaşanan sıkıntılar ortada. Tarımın ve çiftçinin önemi ülkemizde her zaman vurgulanıyor. Ancak maalesef bu sadece lafta kalıyor. Çünkü gerçekten tarıma ve çiftçiye gereken önem ve destek verilseydi bugün ülkemiz tarım sektöründe çok daha farklı seviyelerde olurdu. **** Geldiğimiz noktada tarım sektörüne verilen desteğin yeterli olmadığını görüyoruz. Tarımla geçimini sağlayan insanların artık geçinemez olması, genç iş gücünün tarımı bırakıp asgari ücretle bile olsa iş bulup başka alanlarda çalışmaya yönelmesi tarımdaki iş gücünün de düşmesine neden oluyor. Tüm gelişmeler tarımda dışarıya bağımlılığı artırıyor. Maliyeti düşürmek için ‘ithalat kozunu oynarız’ düşüncesi tarıma zarar verdiği gibi bazen ithalat bile yapamayacağınız şartlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Pandemi sürecinde bunu oldukça yakından gördük. Birçok ülke tarımsal ürünlerin dışarıya satışını yasakladı. ****** Bu konuda belediyelerin de elini taşın altına daha fazla koyması gerekmektedir. Tarımın önemini gören birçok belediye kendi inisiyatiflerini ve kendi güçlerini kullanarak tarıma ve çiftçiye destek vermek için çalışmalar yapmaya başladı. Bu oldukça güzel bir gelişme. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş'ın "En büyük projem" dediği proje hayata geçirildi ve ABB kendi arazilerinde tarımsal üretime geçti. Bu büyük hamle ile bir yandan Başkentli çiftçiler tonlarca tohum desteği alıp sözleşmeli üretime başlarken bir yandan da ABB kendi arazilerinde tarımsal üretim yapıyor. Ankara’nın 25 ilçesinde 1015 çiftçi ile sözleşmeli üretim için imza atıldı ve 20 bin dekarlık alanda üretim gerçekleştiriyor. Proje ile ülkemizde tarım üretimine katkı sağlanması amaçlanıyor ve ürünler Ankara'da sosyal yardımlar kapsamında yardım alan ailelere dağıtılıyor. İzmit Belediyesi de özellikle korona virüs sürecinin olumsuz etkilediği tarım sektörüne destek vermek amacıyla belediyeye ait tarım arazilerinde fideleri toprakla buluşturdu. 35 dönümlük araziden yaklaşık 1,5 ton sebze ve meyve elde edildi ve belediyenin Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü ekiplerince ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlara dağıtıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ise çiftçilere 28 bin adet kuşkonmaz fidesi ve 2400 adet Trabzon hurması fidanı dağıttı. Bursa’da katma değeri yüksek ürünlerin yetiştirilmesi noktasında çiftçilere destek veren Büyükşehir Belediyesi, ahududu, yaban mersini, aronya, siyez buğdayı gibi farklı türlerin de yetişmesi için çalışmalar yürütüyor. **** Bunlar gibi bazı belediyeler çiftçiye mazot, tohum, toprak, gübre, araç gereç ve traktör desteği vermekte, bazı belediyeler de kendisi üretim yaparak tarım sektörüne katkı sağlamaktadır. Ancak yine de destekler yeterli seviyede değil. Tarım sadece birkaç belediyenin verdiği desteklerle bu durumdan kurtulamaz. Tarımda söz sahibi bir ülke olmak istiyorsak çok daha büyük projelere ihtiyacımız var. Belediyeler reklam yapmak yerine çok daha kapsamlı projeler üreterek, hem istihdama katkı sağlamalı hem de tarım sektörünü ayaklandırmalı. Belediyeler daha koordineli bir şekilde yol alıp, Tarım İl Müdürlükleri ile el ele vererek daha çok çiftçiye dokunulmasını sağlayabilir.  Hatta yasal bir zorunluluk haline getirilerek, her belediyeye tarıma destek verme şartı getirilebilir. Bu şekilde belediyeler bütçelerinin bir kısmını tarıma ayırarak sektörün kalkınmasına destek olabilir.   Unutmamalıyız ki, tarım ekonomimizin ve bağımsızlığın vazgeçilmez bir sektörüdür…  
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2021 - Salı

Tarımda belediyelerin gücü kullanılmalı

Türkiye’de tarım politikalarına el atılması, bu alanda yeni ve doğru atılımların yapılması gerektiği yıllardır söyleniyor.

Tarım sektörü, Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde oldukça önemli bir yer edinmiştir. Tarımın beslenmeyi sağlaması, milli gelire ve istihdama katkısı, ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunması gibi oldukça önemli işlevleri vardır.

Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyetimizin temellerini atarken tarıma dikkat çekmiş, çok büyük tarımsal reformlar yapmış ve ‘Köylü milletin efendisidir’ diyerek üreticilere, tarıma ne kadar önem verdiğini göstermiştir.

Çin’de başlayan ve tüm dünyayı kısa bir sürede etkisi altına alan korona virüs salgını tarımın stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Dünya ekonomisi, korona virüs pandemisi ile benzeri görülmemiş bir kriz yaşarken, süreç tarımın ekonomiler için ne derece kritik olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Ancak ülkemizde tarım maalesef senelerdir kanayan yara durumunda. Özellikle son yıllarda tarım sektöründeki sorunlar daha da arttı. Uzun yıllardır tarımsal politikalardaki yanlış uygulamalar, yanlış kararlar ne yazık ki bugün telafisi çok daha zor sorunlarla bizi karşı karşıya bıraktı.

****

Anayasamızın 45. Maddesi ‘Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması için devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır. Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır’ diyor.

Bununla beraber 548 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. Maddesi tarıma gayri safi milli hasılanın en az %1’ i kadar destek verilmesini öngörüyor. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde tarımın durumu gösteriyor ki, bu bile yeterli değil. Daha fazla desteğe ihtiyaç var. Peki tarımın hak ettiği destek yeteri kadar veriliyor mu? Verilen destek zamanında çiftçinin hesabına yatıyor mu? Tarımla uğraşan çiftçiye sulamada, elektrik, mazot giderlerinde yeterince destek olunuyor mu?

Gübre maliyetinin her geçen gün artması, yem maliyetlerinin yüksekliği, ürünü pazara ulaştırmada yaşanan sıkıntılar ortada. Tarımın ve çiftçinin önemi ülkemizde her zaman vurgulanıyor. Ancak maalesef bu sadece lafta kalıyor. Çünkü gerçekten tarıma ve çiftçiye gereken önem ve destek verilseydi bugün ülkemiz tarım sektöründe çok daha farklı seviyelerde olurdu.

****

Geldiğimiz noktada tarım sektörüne verilen desteğin yeterli olmadığını görüyoruz. Tarımla geçimini sağlayan insanların artık geçinemez olması, genç iş gücünün tarımı bırakıp asgari ücretle bile olsa iş bulup başka alanlarda çalışmaya yönelmesi tarımdaki iş gücünün de düşmesine neden oluyor.

Tüm gelişmeler tarımda dışarıya bağımlılığı artırıyor. Maliyeti düşürmek için ‘ithalat kozunu oynarız’ düşüncesi tarıma zarar verdiği gibi bazen ithalat bile yapamayacağınız şartlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Pandemi sürecinde bunu oldukça yakından gördük. Birçok ülke tarımsal ürünlerin dışarıya satışını yasakladı.

******

Bu konuda belediyelerin de elini taşın altına daha fazla koyması gerekmektedir. Tarımın önemini gören birçok belediye kendi inisiyatiflerini ve kendi güçlerini kullanarak tarıma ve çiftçiye destek vermek için çalışmalar yapmaya başladı. Bu oldukça güzel bir gelişme.

Örneğin Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş'ın "En büyük projem" dediği proje hayata geçirildi ve ABB kendi arazilerinde tarımsal üretime geçti. Bu büyük hamle ile bir yandan Başkentli çiftçiler tonlarca tohum desteği alıp sözleşmeli üretime başlarken bir yandan da ABB kendi arazilerinde tarımsal üretim yapıyor. Ankara’nın 25 ilçesinde 1015 çiftçi ile sözleşmeli üretim için imza atıldı ve 20 bin dekarlık alanda üretim gerçekleştiriyor. Proje ile ülkemizde tarım üretimine katkı sağlanması amaçlanıyor ve ürünler Ankara'da sosyal yardımlar kapsamında yardım alan ailelere dağıtılıyor.

İzmit Belediyesi de özellikle korona virüs sürecinin olumsuz etkilediği tarım sektörüne destek vermek amacıyla belediyeye ait tarım arazilerinde fideleri toprakla buluşturdu. 35 dönümlük araziden yaklaşık 1,5 ton sebze ve meyve elde edildi ve belediyenin Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü ekiplerince ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlara dağıtıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi ise çiftçilere 28 bin adet kuşkonmaz fidesi ve 2400 adet Trabzon hurması fidanı dağıttı. Bursa’da katma değeri yüksek ürünlerin yetiştirilmesi noktasında çiftçilere destek veren Büyükşehir Belediyesi, ahududu, yaban mersini, aronya, siyez buğdayı gibi farklı türlerin de yetişmesi için çalışmalar yürütüyor.

****

Bunlar gibi bazı belediyeler çiftçiye mazot, tohum, toprak, gübre, araç gereç ve traktör desteği vermekte, bazı belediyeler de kendisi üretim yaparak tarım sektörüne katkı sağlamaktadır. Ancak yine de destekler yeterli seviyede değil.

Tarım sadece birkaç belediyenin verdiği desteklerle bu durumdan kurtulamaz. Tarımda söz sahibi bir ülke olmak istiyorsak çok daha büyük projelere ihtiyacımız var. Belediyeler reklam yapmak yerine çok daha kapsamlı projeler üreterek, hem istihdama katkı sağlamalı hem de tarım sektörünü ayaklandırmalı.

Belediyeler daha koordineli bir şekilde yol alıp, Tarım İl Müdürlükleri ile el ele vererek daha çok çiftçiye dokunulmasını sağlayabilir.  Hatta yasal bir zorunluluk haline getirilerek, her belediyeye tarıma destek verme şartı getirilebilir. Bu şekilde belediyeler bütçelerinin bir kısmını tarıma ayırarak sektörün kalkınmasına destek olabilir.  

Unutmamalıyız ki, tarım ekonomimizin ve bağımsızlığın vazgeçilmez bir sektörüdür…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seffafbelediyecilik.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.